16 Eylül 2020 Çarşamba

MODASI GEÇMEYEN ESKİMEYEN JEAN

        Uzun bir aradan sonra, yeni bir kombinle merhaba :) 2 Çocukla hayat hızlı, yorucu ama bir o kadar da keyifli akıyor. Yazmadığım bu süre zarfı içinde Cihangir 7 yaşında, Merter 2 yaşında oldu bile...Tabii canım oğullarım büyürken gebelikte alınan kilolar geri verildi. Uykusuz geceler geri de kaldı :)) O zaman bir kombinle bloga kaldığımız yerden hem başlangıç yapalım, hemde bloga yazmaya devam edelim...

        Kombinime dönersek her zaman olduğu gibi bir yıldız parça seçiyorum ve tüm kombini bu parça üzerinden tamamlıyorum. Bu yıldız parça "jean dizüstü çizmelerimdi." Dizüstü boyda uzun bir çizme, kısa bir kıyafet ile kombinlendiğinde iyi gözüküyor. Çizmenin jean olmasından ötürü, diğer tüm parçalarında jean olmasını istedim. Jean tulum tercih ettim. Tulumun şort şeklinde olması da kullanım açısından rahat olmakla birlikte, kısalığı da çizmelerle bir bütünlük oluşturuyordu. 

       Tulumun üzerine, çapraz yaka jean ceket tercih ettim. Çanta olarak, mavi jean dokulu deri çanta kullandım. Takı olarak boynuma, üçlü gümüş ince zincir ile kombinimi tamamladım. 

        Bu kombinim için kısa bir video da çektim. Böylece, ilk defa kombinimi sadece fotoğraflarla değil, mini bir klip ile de seyirlerinize sunarım. 









YouTube kanalıma abone olmak için buraya tıklayınız.
İnstagramdan takip etmek için buraya tıklayınız.

29 Aralık 2018 Cumartesi

YENİ YIL HEDİYENİZ İLE AYNI ANDA BİR KAÇ YÜZÜN TEBESSÜM ETMESİNE SEBEP OLABİLİRSİNİZ


     Yılbaşı hediyesi almadıysanız çok güzel bir öneri ile geldim. Hatta aldıysanız bile, yine bu paketlerden satın alıp, hediyeniz ile birlikte verebilirsiniz. Ben öyle yaptım...
      Kahve Dünyasından alışveriş yaparım ve birçok ürününü de çok beğeniyorum. Bu seneki yılbaşı paketlerimi, kahve dünyasının "Darüşşafaka Cemiyeti" için hazırlamış olduğu paketlerden ve bardaklardan satın alıp, hediye paketlerimi oluşturdum. Ödemiş olduğum bu paketlerin ücretleri, Darüşşafaka Cemiyeti'ne bağış olarak gitti.
      Darüşşafaka Cemiyeti, anne veya babası hayatta olmayan yetenekli ancak maddi olanakları yetersiz çocukların eğitimini üstlenen bir kuruluştur. Bu hediye paketleri ile yalnızca bir kişinin değil, aynı anda birçok kişinin yüzünde tebessüm oluşturabilirsiniz...


      Ayrıca bu sene evlenecek olan çiftlere de bir önerim var...Nikah şekeri yerine, Darüşşafaka Cemiyeti'ne bağış yapabilirsiniz. Onlarda yapmış olduğunuz bağış karşılığında, misafirlerinize hediye olarak vereceğiniz magnetleri size gönderiyorlar. Magnetlerin üzerinde "Nikah şekeri yerine size gelecek için bir ışık armağan etmek istedik. Sizin adınıza Darüşşafaka Eğitim Kurumu'na bağış yaptık." yazıyor...Bu magnetleri alan misafirleriniz, bu yazıyı okuduklarında eminim yüzlerindeki tebessüm ile birlikte çok memnun olacaklardır. Ben 2012 yılında evlendiğimde, öyle yapmıştım. Bu konu ile ilgili, daha önce blogta yazı yazmıştım. Okumak isterseniz lütfen BURAYA tıklayınız.  
    Bu hayatta, geriye dönüp baktığımızda sadece dokunabildiğimiz kalp kadar iz bırakacağız.
    Yeni bir yıla girerken çok daha fazla kalbe dokunmayı, hepimiz adına diliyorum...

3 Temmuz 2018 Salı

ÇOCUKLAR GÜVEN VE HUZUR İÇİNDE BÜYÜMELİ



      Annelerimizin bizi kapı önünde, bahçede oyun oynamak için bıraktığı günler, hiç çekinmeden komşumuzun evinin kapısına gidip su içtiğimiz günler çok eskiler de kaldı. Ben çocukken komşularımız, kendi çocuğundan bile daha fazla özen gösterir, emanettir kılına zarar gelmesin anlayışı vardı. Zaman geçtikçe insanlar kötüleşti. Bu kötülüklerin boyutu akıl almaz yerlere ulaştı. Çocuklara yapılan bu kötülüklerin haberlerini bile okuyamazken, maruz kaldıkları çirkinliklere, oyun oynayacakları yerde toprağa verilişlerine yüreğim dağlanıyor. Ailelerinin hiç dinmeyecek acılarının kelimelere dökülecek tarifi yok. Çok çok üzgünüm. Gün geçmiyor ki bu üzücü haberleri arka arkaya duyar olduk. Daha kaç çocuk haberi duyacağız...Kaç anne babanın yüreği yanacak...Adalet bakanlığı cezaları ağırlaştırmalı. Çocuk istismarının devlet önüne geçmeli. İdam gelmeli. Çocuklar güven ve huzur içinde büyümeli...

26 Mart 2018 Pazartesi

EBEVEYNLİ OYUN GRUBU

    Cihangir hızla büyürken, içimden "zaman biraz yavaşla yetişemiyorum hızına" diyorum :) O hızla büyürken bloga daha az vakit ayırır oldum. Yazılacak yazılar birikti ve blogta paylaşımım gecikti. Takdir edersiniz ki oğlumla geçirdiğim en kıymetli zamanlar...Anneye en çok ihtiyaç duyduğu dönemler...Çünkü bu hayatta geçip giden ve asla geri alamayacağımız şey zamandır...Çocuğumuz gün be gün büyürken her anın tadını çıkaralım ve onların yaşadıkları andan keyif almalarını sağlayalım. Mutlu bir çocukluk, çocuğumuza verebileceğimiz en büyük hediyedir...Tabii bu süreci hem evden çalışıp, hemde çocuğumla birlikte olmama olanak verip, destekleyen patronum "Seçkin Bey" ve "Canım Eşime" sonsuz teşekkürler...
    Cihangir büyüdükçe ihtiyaçları da değişiyor tabii. Oyun arkadaşı evde ben, babası, anneannesi ve  dedesiydi. 2 yaşına geldiğinde onun kendi akranları ile birlikte olması, eğlenerek yeni şeyler öğrenip güzel vakit geçirmesi için "ebeveynli oyun grubu" arayışına girdim. Bu oyun grubu aynı zamanda, ilerleyen yıllarda anaokulu öncesi için alıştırma ve anaokuluna yumuşak bir geçişte sağlayacaktı. Anaokuluna başlarken oryantasyon süreci denilen kısa süreyi ben daha geniş yıllara yayarak yapmak istiyordum ve yolum "Gymboree" okulu ile kesişti.


      Gymboree sadece bir oyun grubu değil. Ayrıca "art", "music", "english", "global kids", "sport & fitness" gibi programları var. Kayıdımızı ilk "play & learn" olarak başlasakta sonrasında hemen hemen tüm programları denedik. "Play & Learn"oyun grubuna 3 yaşına kadar, Cihangir'in tercihi doğrultusunda "music" ve "art" programlarına 4 yaşına kadar devam ettik. Okul program isimlerinin yabancı olması da okulun kendisinden kaynaklı. İngilizce ve Türkçe dili bir arada kullanan bir programa sahip. Örneğin "art" dersi türkçe ve ingilizce bir arada işleniyor. Burayı tercih sebeplerimden biri de Cihangir'in ingilizceye olan yatkınlığı... (Bu konu ile ilgili 2 yaş ikinci dil öğrenmeye başladığı yazı için buraya ve ingilizce kelimeleri öğrenmeye başladığı yazı içinse buraya tıklayarak okuyabilirsiniz. ) Konuyu dağıtmamak için tekrar Gymboree ile ilgili tecrübelerimi aktarmak isterim...


      Gymboree, "Play & Learn programı çocuğun sebep ve sonuç ilişkisi, ikili iletişim, motor planlama, hayali oyun canlandırma, dinleme ve dil becerilerini geliştirmeye yönelik aktivitelerin yer aldığı, çocuğun zihinsel, sosyal ve fiziksel becerilerini geliştirmeye yönelik, hem beyni hemde bedeni çalıştıran çeşitli aktivitelerden oluşur" şeklinde tanımlıyor...
        Bu tanımlamalardan daha çok beni ilgilendiren, bu kurumun öğretmenlerinin çocuklarla iletişimi, kullanılan oyun parkurunun güvenli olması ve ilgi alanı değişen, çabuk sıkılan küçük yaştaki bir çocuğun ilgisini sıcak tutacak yeterli ekipmanlara sahip olmasıydı. Ve en önemlisi de Cihangir'in bu okulu sevmesiydi. Özellikle kış ayında, yağmurlu ve soğuk günlerde Cihangir'e çok iyi geliyordu. Enerjisini bolca atabildiği parkurun yanında, yaşıtlarıyla bir arada oluyordu.Çünkü tek amacım eğlenmesi ve keyifli vakit geçirmesiydi. Mutlu olan çocuk zaten herşeyi hızla öğreniyor...
      Gymboree Play & Learn Programını daha da açmak gerekirse; kendi yaşıtlarıyla bir arada olduğu bir oyun grubu. Bu yüzden çocuklar kendi yaş seviyelerine yakın veya aynı olan akranları ile birlikte her hafta farklı konular işleyerek oyun oynuyorlar. Örneğin; karnaval, yağmur ormanları, uzaya yolculuk, Gymbo'nun spor kampı, okyanus macerası, hayvanat bahçesi, dinazorlar, marketteyiz, çiftlikteyiz gibi konular işleniyor. Her hafta işlenen konuya göre oyun parkuru da değiştirilip düzenlenerek çocuklara sunuluyor. Böylece çocuk her hafta farklı düzenlenmiş oyun parkuru görünce sıkılmıyor. Cihangir bu yüzden en çok oyun alanını sevdi. 
   








           

















             Çocukların çok sevdiği okul maskotu Gymbo... Her ders bitiminde ortaya çıkıp, çocuklarla dans edip, sonra öpücük dağıtarak, herkese güle güle diyen "Gymbo" :)




     Her Gymboree üyesinin yararlanmasına olanak verildiği "serbest zaman" denilen,  haftanın belirli gün ve saatlerinde, oyun parkurunu "oyun grubu" dışında kullanabiliyor. "Serbest zaman" da her yaş seviyesinden çocuklar karma bir şekilde bir araya geliyor. Bahçeşehir'de otururken, Gymboree'ye çok yakındık. Özellikle kışın tüm "serbest zamanlara" Cihangir'i götürdüm. Genellikle kalabalık olmuyordu. Bazen ise sadece Cihangir oluyordu. Sanki oyun parkuru Cihangir'e özel gibi oluyordu :) Cihangir'in keyfine diyecek yoktu doğrusu :))
      Bunun yanında, Gymboree anaokulu ve Gymboree programlarından tüm farklı yaş seviyesindeki çocukların katıldığı, 2 hafta da bir partiler ve etkinlikler oluyor. Çok güzel ve keyifli geçiyor. O yüzden onu ayrı bir yazı olarak yayınlacağım :)















     Oyun grubunun en güzel tarafı çocuğunuzun yanında olup, her anına, gelişimine an be an şahit olmak. Annesi veya babası yanında olan çocukta herhangi bir kaygı ve korku olmadan oyunların tadını çıkarıyor ve aynı yaş seviyesine sahip olan çocuklu ebeveynlerle, ortak nokta da buluşmuş oluyorsunuz. Bu durum ebeveynlere de çok iyi geliyor.








          Gymboree oyun grubu alanında, dünya çapında 0-5 yaş grubu çocuklara 40 yılı aşkın bir süredir, 40'ı geçen ülkede 550 merkezle çocuk programlarında hizmet verdiklerini belirtiyorlar. Daha detaylı bilgiye kendi sitelerinden, http://www.gymboreeclasses.com.tr/ adresinden ulaşabilirsiniz.
          Oyun grubunu oğlumla birlikte deneyimlemiş bir anne olarak söyleyebilirim ki, Cihangir çok mutlu ve keyifli zamanlar geçirdi. Bende burada çocuğuma gösterilen eğitim ve ilgiden çok memnun kaldım. Gymboree Bahçeşehir şubesindeki eğitim kadrosunda yer alan öğretmenlere ve idari kadrosundaki herkese, okul müdüresi Sibel Hanım'a sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
         "Art", "Music" programları ve Gymboree parti etkinlikleriyle ilgili deneyimlerimizi bir sonraki yazımda aktaracağım. Herkese çocuğuyla sağlıklı ve mutlu zamanlar dilerim.